Güneydoğu Asya ülkelerinde yaşayanlar için, çeşitli deniz yosunları günlük diyetin vazgeçilmez bir bileşenidir. Algler, yalnızca yüksek tatları nedeniyle değil, aynı zamanda bu makalede tartışacağımız iyileştirici özellikleri nedeniyle de popülerdir.

shutterstock.com
Güneydoğu Asya ülkelerinde yaşayanlar için, çeşitli deniz yosunları günlük diyetin vazgeçilmez bir bileşenidir. Algler, yalnızca yüksek tatları nedeniyle değil, aynı zamanda çok sayıda iyileştirici özellikleri nedeniyle de popülerdir.
Diğer ülkelerin sakinleri, kural olarak, bu tür ürünlere pek aşina değiller ki bu üzücü: deniz yosunu o kadar faydalıdır ki, mümkün olduğunca sık yenmelidir. Bu yazıda, şaşırtıcı özelliklerine daha yakından bakacağız.
1. Geliştirilmiş bağırsak fonksiyonu
Kırmızı (nori) ve kahverengi (yosun ve wakame) algler çok miktarda fukoksantin içerir. Gastrointestinal sisteme giren bu pigment, yağların ondan daha hızlı uzaklaştırılmasına katkıda bulunur. Ek olarak, çoğu alg, bağırsakların ve midenin mukoza zarını hasardan koruyan, gastrit ve peptik ülser gelişimini önleyen aljinat içerir.
Her tür alg, bağırsakların düzgün çalışması için gerekli olan lif açısından zengindir.
2. Bağışıklığın güçlendirilmesi
Günlük yosun tüketimi bağırsakları iyileştirir, faydalı mikrofloranın çoğalması için koşulların yaratılmasına katkıda bulunur. Bunun bağışıklık sisteminin durumu üzerinde olumlu bir etkisi vardır. Ayrıca deniz bitkileri, vücutta koruyucu bir işlev gören lökositlerin üretimini etkinleştiren maddeler içerir.
3. Kan basıncının normalleşmesi
Yosunlar, omega-3 çoklu doymamış yağ asitleri açısından zengindir. Bu bitkilerin diyete düzenli olarak dahil edilmesi kan bileşimini iyileştirir, kardiyovasküler patoloji geliştirme riskini azaltır ve kan basıncını normalleştirir. Nüfusu sürekli yosun tüketen ülkelerde inme ve miyokard enfarktüsü gibi hastalıkların yüzdesinin dünya ortalamasının altında olması sebepsiz değil.

stok.adobe.com
4. Kadın hormonlarının seviyesinin düzenlenmesi
Sık sık deniz yosunu tüketiminin kan östrojen seviyelerini normalleştirmeye yardımcı olduğu kanıtlanmıştır. Bu hormonun fazlalığının meme ve yumurtalıkların habis neoplazmaları geliştirme riskini artırdığı göz önüne alındığında, diyete dahil edilmesi, özellikle yosun ve nori her kadın için arzu edilir. Menopoza yaklaşırken alglere özellikle dikkat edilmelidir.
5. Tiroid Sağlığını Koruyun
Tüm deniz yosunları, tiroid bezinin normal çalışması için gerekli olan iyot açısından zengindir. Bu organın çalışmasının ihlali, obezite, kalp ritmi bozuklukları, üreme sistemi ile ilgili sorunlar gibi sorunlara yol açar. Vücutta iyot eksikliği çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimini olumsuz etkiler.
Çoğu gelişmiş ülkenin nüfusu iyotla zenginleştirilmiş sofra tuzu tüketir. Ancak bu eser element deniz yosunundan elde edildiğinde vücut onu daha verimli bir şekilde emer.
6. Toksinleri vücuttan atın
Kırmızı ve kahverengi algler, toksinleri vücuttan (kanserojen olanlar dahil) çıkarma yeteneğine sahip olan fucoidan içerir. Chlorella (yeşil algler) ve spirulina (mavi-yeşil algler), kanı zararlı çürüme ürünlerinden temizleyen, kolesterol seviyesini düşüren klorofil açısından son derece zengindir.

shutterstock.com
Deniz yosununun olumlu nitelikleri son derece çeşitlidir. Örneğin spirulina, tüketimi kas gelişimine katkıda bulunan birçok değerli amino asit içerir ve bu, onu spor beslenmesinde çok popüler kılar.
Kırmızı alglerdeki demir ve protein miktarı, ikincisi etle "rekabet edebilir" ve Doğu ülkelerinde genellikle hayvansal gıdalardan vazgeçmeye karar veren insanlar tarafından tüketilir.
Nori yosunu, yalnızca suşi ve rulo üretiminde değil, aynı zamanda cildi mükemmel şekilde sıkılaştıran ve tazeleyen maskelerin bir bileşeni olarak kozmetikte de yaygın olarak kullanılmaktadır.
Haftada en az üç kez en az 30 gram alg kullanımı, refahı önemli ölçüde iyileştirmeye, tonlamaya yardımcı olur ve verimliliği artırır.
Deniz yosunu yemeye mutlak bir kontrendikasyon, deniz ürünlerine karşı alerjik reaksiyonlar ve iyot intoleransıdır. Hamile kadınlar ve emziren anneler dikkatli olmalıdır: Bu ürünlerin zengin olduğu aktif eser element bileşikleri plasenta bariyerini aşabilir ve anne sütüne geçerek bebeklerin sağlığını etkileyebilir. Üç yaşından küçük çocuklara deniz yosunu verilmemelidir. Böbrek hastalığı, endokrin sorunları ve belirli cilt rahatsızlıkları olan kişiler, bu yiyecekleri diyetlerine eklemeden önce doktorlarına danışmalıdır.
Bir uyarı önemlidir: algler, deniz suyunda bulunan ağır metal tuzları da dahil olmak üzere çeşitli toksinleri hızla emer ve biriktirir. Bu nedenle, yalnızca bir ön güvenlik kontrolü ve malların yüksek kalitesini garanti eden güvenilir satış noktalarından satın alınmalıdır.
Kaynak: neboleem.net